Ekonomi diplomasisi

09.08.2016 | EKOHABER



15 Temmuz başarısız Fetö Terör Örgütü darbe girişiminin yan etkileri ve toplumsal arındırma çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor. Her alana nüfuz etmiş kırk yıllık bir karanlık örgütün izlerinin tamamen silinmesi belirli bir zaman alacak. Bu sürecin sakin bir şekilde yönetilmesi, en az hata ile sürecin tamamlanması, ülkemizin kurumlarının, insan kaynağının ve gelecek nesillerin korunması anlamında önem taşıyor. Darbe girişiminin birçok başlıkta tartışılması, sistemin darbe üretme özelliklerinin giderilmesi ve topyekûn bir seferberlikle devletimizin meşrutiyet kaynağı olan milletine hizmet eden ve onu gerçekten koruyan bir çizgiye taşınması kısa – orta ve uzun vadeli projeksiyonlar ile yeniden yapılandırılması zarureti ortadadır.
EKONOMİ SAĞLAM 
TEMELLER ÜZERİNDE
Türkiyede darbe sürecinin hemen sonrasında kısa süre faiz, döviz ve borsa cephelerinde bir hareketlilik yaşanmış olmasına rağmen yaklaşık 10 milyar $ civarında bir döviz mevduatının bozdurulup TLne geçiş yapan tasarruf sahipleri de bu sürecin ekonomi cephesindeki kahramanlarıdır. Bu pozisyon değişimi salt döviz kurlarındaki sınırlı artış ile izah edilemez. Süreç içerisinde TCMB ve borsa İstanbulun iyi yönetimleri faiz, döviz ve borsada yaşanan oynaklığı normal limitleri içerisine çekti. Diğer taraftan TOBB, DEİK ve Türkiyedeki yabancı yatırımcıların darbeyi eleştiren duruşlarının izledik. Uluslararası derecelendirme kuruluşu S&P nın darbe girişiminin ilk gününde not indirimi açıklaması ve gerekçesinde 'piyasalarda istikrarsızlık' değerlendirmesine yer vermesi yaptığı not indiriminin ne kadar ani ve temelsiz olduğunu da gösterdi. Çünkü Türkiye makro ekonomik verileri, bankacılık sistemi, mali disiplini, kamu yükümlülükleri açısından halen AB ülkelerinin çok büyük çoğunluğundan iyi durumda gözüküyor. Zaten o nedenle darbe girişiminde dahi aşırı fiyat, kur, borsa dalgalanmaları yaşanmadı.
YALNIZLAŞTIRMA SİYASETİ DEVREDE
Ancak İlginç bir durum yurt dışı ilişkilerde gündeme geldi. Darbe girişimi sonrası yabancı basın organlarında kaleme alınan Türkiye değerlendirmelerinin neredeyse tamamına yakınında darbe girişimine şüphe ile yaklaşılması gibi anlaşılması güç bir manzara ile karşı karşıyayız.
İletişimin ve özellikle sosyal medyanın bu kadar güçlü olduğu günümüzde yurt dışında Türkiye aleyhinde oluşturulan güçlü bir olumsuz algı çalışması uzun bir süredir yapıldığı anlaşılıyor. Fetö Terör örgütünün ABD Başkanlık seçimlerinde çok sayıda senatörün seçim bütçelerine katkı verdikleri, senatörlerin çocukları ile irtibat kurdukları, İngilterede bir milletvekiline para karşılığı Türkiye aleyhine rapor yazdırıldığı gibi konular biliniyor. Ayrıca yabancı basında sık sık Türkiye aleyhine lobi yapan çeşitli şirketlerle işbirliği yaptıkları da malum. Tüm bu tespitler bu kirli örgütün tüm yurt dışı organizasyonlarının boşa çıkarılması için topyekûn bir çabanın içine girilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Devletimizin Kamu Diplomasisi kapsamında çeşitli ülke başkentlerine uzmanlığı olan siyasetçi, iş adamı ve akademisyenlerden oluşan çalışma gruplarını görevlendirdiğini ve bu grupların Londra, New York başta olmak üzere önemli Avrupa başkentlerinde bu örgütü ve gerçekleştirdiği darbe girişimini anlatacakları bir süreci başlattığını biliyoruz.
DIŞARIDA DA SAĞDUYU 
HÂKİM OLACAKTIR
Örgütün yurtdışında işlemeye çalıştığı Türkiye ekonomisi üzerinde spekülasyon ve insan hakları tezviratlarına aslında en güzel cevabı eski İsveç Başbakanlarından Carl Bildt bir Amerikan dergisine verdiği mülakatta açıkladı. 'Türkiyede darbe başarılı olsa iç savaş çıkacak ve en az 2 milyon mülteci Avrupaya gelecekti. T.C. Cumhurbaşkanı Erdoğanın bu darbeyi engellemesi nedeniyle tüm Avrupanın ona teşekkür etmesi ve darbe karşıtı duruş göstermeleri gerekirdi. Bu duruşu Avrupalılardan önce Rusya lideri Putinin göstermiş olması Avrupalılar için utanç kaynağıdır.'
Eski İsveç Başbakanının değerlendirmeleri bu şekilde. Türkiyede yatırım yapan 200 küresel şirketin temsilcileri ile de bir araya gelindi. Bu süreci de sakin şekilde başarılı bir ekonomi diplomasisi ile yönetmeliyiz. Türkiyenin güçlü olabilme adına büyük bir fırsat yakaladığını da düşünüyorum.
Ülkemiz barış iklimine, farklı düşünceler arasındaki iletişime, uzlaşma kültürüne ve demokratik hassasiyetlere önem verdiği ölçüde bu sorunlarla daha güçlü mücadele edebilecektir.

Diğer Yazılar
ÇÖZÜM EKONOMİNİN DIŞINDA MI ?

Bütçe harcama kalemleri içerisinde faiz giderleri ciddi ağırlığa sahipti. Hatta toplanan vergi gelirlerinin neredeyse tamamı faize gidiyor diye yapılan eleştiriler hala hafızamızda duruyor..

YAPAY ZEKADA BÜYÜK GELİŞMELER

Yapay zeka bir bilgisayarın ya da bilgisayar ile kontrolü sağlanan bir makinenin çeşitli aktiviteleri zeki canlılara benzeyen bir biçimde yerine getirebilme yeterliliği olarak tanımlanabilir..

YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ

Dünya'da dolaşan ve riski az olup en yüksek verimi alabileceği ülke arayışında olan küresel sermayenin miktarı trilyonlarca dolarla ifade ediliyor. Daha çok gelişmiş ülke ekonomilerine yönelen bu sermayeden gelişmekte..

KOBİ DESTEKLEME REJİMİMİZ

Kobi terimi ilk olarak seksenli yıllarda ülke gündemine rahmetli Özal ile girmişti. Küçük ve orta ölçekli işletmeler o günden itibaren tüm kalkınma programlarının..