Proje bazlı teşvik sistemi

23.08.2016 | EKOHABER



Türkiyede yatırımların, istihdamın ve ihracatın teşviki her hükümetin öncelik verdiği konulardan birisidir. Çünkü sosyal dengenin oluşumu ile işsizliğin ve yoksulluğun giderilmesi yatırım ikliminin sağlanması ile doğrudan ilgilidir. Ayrıca ülkede döviz dengesinin (cari denge) sağlanabilmesinde ithalatın sınırlı tutulması yanında ve ihracatın arttırılması da aynı derecede önemlidir. Ülkeleri ekonomik krizin eşiğine getiren ya da krizlerden döndüren gelişmeler yatırım ve döviz kazandırıcı işlemlerin doğru yönetilmesi ile ilgili olduğunu da burada ifade etmiş olalım.
TASARRUF AÇIĞIMIZ KAPATILMALI
Ekonomi ilmi, tüketim ve yatırımların kaynağının kamu ve özel tasarrufların toplamından oluştuğunu bize belirtiyor. O halde denklemde yatırımların artışı doğrudan tasarrufların artışına bağlı olmaktadır. Ülkemizde tasarruf oranlarının yüzde 22lerden, yüzde14lere son 10 yılda gerilemesinin ardında tüketim harcamalarını kamçılayan tüketici ve konut kredileri ile taksitli kredi kartı uygulamalarının bulunduğu biliniyor. Bu tablonun oluşturduğu ithal talep artışı ve cari açık yakın geçmişte alınan sınırlı tedbirlerle durdurulmuş ve cari açık / GSMH oranı yüzde4lere kadar geriletilmiş idi.
Hükümetimiz tasarruf oranlarını arttırmayı amaçlayan yeni bir uygulamayı gündeme getiriyor. Aşamalı olarak devreye girecek olan Bireysel Emeklilik sisteminde devlet katılımcıya yüzde 25 katkı koyacak. Ve katılımcı sigortalı sistemden istediğinde çıkabilecek ayrıca da biriken para şahısların hesaplarında tutulacak. Ve profesyonellerce değerlendirilecek. Türkiye benzeri ülkeler de 100 TL gelirin, 31 TLsi tasarruf edilirken ülkemizde bu rakam 15 TL civarında.45 yaş altı çalışanlara uygulanacak bu sisteme devletinde ciddi katkı koyacak olması ile Türkiyede tasarruf oranlarının makul süre içinde dünya seviyelerine ulaştırılması amaçlanıyor.
TEŞVİKTE GÜNEY KORE MODELİ
Türkiye işin tasarruf ayağını bu şekilde planlarken uzun süredir bizimde bu hususta birkaç kez önerdiğimiz 'Proje Bazlı Teşvik Sistemi' de gündemde. Takip eden okuyucularımız hatırlayacaklar, özellikle Güney Koredeki sanayi yükselişlerinin arka planında 'Kişiye Özel' proje amaçlı özel desteklemelerin olduğunu ve bu uygulamanın şeffaf şekilde yürütebileceğini belirtmiştik.
Ülkenin mevcut ve gelecekte ortaya çıkacak ihtiyaçlarının karşılanması, arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılığı azaltmak, teknolojik dönüşümü sağlama, yenilikçi teknoloji, katma değeri yüksek olma niteliklerine sahip olacak şekilde her türlü proje Yer ve Sektör Kısıtlaması Olmaksızın Bakanlar Kurulu kararı ile tüm yatırım teşvik unsurlarından faydalanabilecek.
Arsa tahsisi ve mülkiyet devri nitelikli personel ücret ödemesi, yatırıma katkı, kurumlar vergisi indirimi, stopaj indirimi, sigorta prim katkısı, enerji bedeli katkısı, gümrük muafiyeti gibi katkılar yatırımcı önündeki birçok büyük engelin ortadan kaldırılacağının işaretleri.
Bu süreç nasıl işleyecek, bir ufuk turu yapalım isterseniz. Türkiyenin yüksek teknolojili ürün ihracatı uluslararası normlar dikkate alındığında 2 milyar dolar civarında ve sadece 14 civarında şirket bu düzeyde üretim yapabiliyor. Bu tablo ile Türkiyenin ileri teknoloji üssü olması ve zenginleşmesi mümkün değil. Bu sarmaldan çıkış için bu teşvik sistemini nasıl kullanabileceğimiz konusunda hepimiz akıl yürütmeliyiz.
VİZYONU TAMAMLAYACAK ADIMLAR
Öncelikle iki etaplı çalışma yürütülmelidir. Kısa vadede Türkiye de dünyanın önemli teknoloji grupları ile birleşme, know-how transferi ve ortak yatırım projeleri gündeme getirilmelidir. Ve bu projeleri yönetecek yüksek nitelikli yerli ve yabancı beyin göçü teşvik edilmelidir. Yapılacak ileri teknoloji yatırımlarına ciddi satın alma garantileri verilmelidir. Ayrıca, yatırım maliyetlerini azaltmak için tüm teşvik unsurları kullanılmalıdır.
İkinci etap ise Uzun vadeli projeksiyondur. Bu kapsamda orta eğitim-lise-üniversite-yüksek lisans ve doktora seviyelerini topluca koordine edecek İleri Teknoloji Eğitim Vadisi kurulmalıdır. Bu vadi ile tüm teknoloji şirketleri, teknik üniversiteler ve teknoparklar ilişkilendirilmelidir. Bilim Dünyasını yakından izleyerek ve ileri eğitim teknolojileri kullanarak oluşturacağımız nitelikli kadrolarla ülkemizi 5-10-15 yıllık periyotlarda ciddi düzeylerde ileri teknoloji üreten ve ihraç eden bir üretim üssü haline getirmemiz mümkün bulunmaktadır. Mevcut üniversite ve eğitim sistemimizin bilgi üretme kapasitesi ile bu hedeflere ulaşmamız zor gözükmektedir.
Son Söz; Proje Bazlı Teşvik Sistemini Birlikte Yüksek Teknoloji Devrimine Dönüştürebiliriz.

Diğer Yazılar
ÇÖZÜM EKONOMİNİN DIŞINDA MI ?

Bütçe harcama kalemleri içerisinde faiz giderleri ciddi ağırlığa sahipti. Hatta toplanan vergi gelirlerinin neredeyse tamamı faize gidiyor diye yapılan eleştiriler hala hafızamızda duruyor..

YAPAY ZEKADA BÜYÜK GELİŞMELER

Yapay zeka bir bilgisayarın ya da bilgisayar ile kontrolü sağlanan bir makinenin çeşitli aktiviteleri zeki canlılara benzeyen bir biçimde yerine getirebilme yeterliliği olarak tanımlanabilir..

YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ

Dünya'da dolaşan ve riski az olup en yüksek verimi alabileceği ülke arayışında olan küresel sermayenin miktarı trilyonlarca dolarla ifade ediliyor. Daha çok gelişmiş ülke ekonomilerine yönelen bu sermayeden gelişmekte..

KOBİ DESTEKLEME REJİMİMİZ

Kobi terimi ilk olarak seksenli yıllarda ülke gündemine rahmetli Özal ile girmişti. Küçük ve orta ölçekli işletmeler o günden itibaren tüm kalkınma programlarının..