Toplumun liyakat beklentisi

05.09.2016 | EKOHABER



Zor bir konuya girdiğimin farkındayım. Bu konuda çok eski tarihi dönemlerden bu yana yazılan çizilen o kadar değerlendirme, uyarı olmasına rağmen halen günümüzde neredeyse bir numaralı kamu yönetimi sorunu olarak önümüzde durması gerçekten anlaşılabilir değil. Evet, ehliyet ve liyakat konusundan bahsediyoruz.
ÖZEL SEKTÖRDEN DOĞRU YAKLAŞIM
Özel sektörden başlayalım. Teknik konularda ustabaşılık, teknisyenlik, üretim planlama, mühendislik, ar-ge, tasarım gibi başlıklarda iş adamlarına ve üst düzey yöneticilerimize soralım. Bu kademelerde personel istihdam edeceksiniz. Ve şirketinizin sektörde iddialı, rekabetçi olma gibi hedefleri var. Örneğin patronun yeğenini teknisyen, Genel müdürün amcasının oğlunu ustabaşı, Belediye Başkanının hemşehrisini üretim planlama bölümünün başına getirmesi sizden rica ediliyor. İnsan Kaynakları bölümünüzün yaptığı çalışmada ise sektörde deneyimi olan teknik lise mezunu hatta sektörel yabancı dil terimlerine hâkim bir ustabaşı öneriliyor. Üretim Planlama bölümü içinde Türkiyenin önemli bir Teknik Üniversitesinin Endüstri Mühendisliğini bitirip, yurt dışında yüksek lisans yapmış iki yabancı dile hâkim ve önemli bir sanayi grubunda halen iş deneyimini sürdüren bir isim öneriliyor. Ve ilginçtir İK birimi önerdiği adayların kimlik bilgilerini, inançlarını, siyasi eğilimlerini, memleketlerini bir değerlendirme kriteri olarak Yönetim kuruluna sunmuyor. Sadece kişisel davranış özelliklerini ve ahlaki referanslarını iletmekle yetiniyor. Özel sektör yöneticileri sizce nasıl karar vereceklerdir? Tereddütsüz insan kaynakları biriminin önerileri kabul görüyor. Akraba, yeğen, hemşehri tavsiyeleri var iken.
KAMUDA LİYAKAT SORUNU VE 
MALİYETİ
Şimdi dönelim kamu sektörüne, yani devlet bürokrasisine. Kamu yönetimi siyasi iradenin takdirine göre çok farklı formatlarda şekillenebiliyor. Ancak elimizde gelişmiş ülkelerde uygulanan ve kamu yönetiminde 'Liyakatli bir yöneticinin' davranış kalıplarını gösteren bir Avrupa Birliği metni var. Metnin başlığı 'Avrupa Doğru İdari Davranış Yasası'. Bu metinde yer alan kurallar Avrupa devlet bürokrasilerinde büyük bir ciddiyetle uygulanıyor ve devlet – vatandaş ilişkilerinin adeta temelini oluşturan uygulamalara imza atılıyor. Avrupa uygulamasında bireyin devletten beklentilerini Liyakat ve ehliyet sahibi bir bürokratın nasıl karşıladığını bu kanun ışığında maddeler halinde inceleyelim.
1- Kamu çalışanı yasalara uygun davranmak ve devletten hizmet alanlar arasında ayrımcılık yapmamak zorundadır.
2- Kamu çalışanı uygulamalarda işin mahiyeti ile orantılı davranmalıdır. (Orantılılık İlkesi)
3- Kamu çalışanı yetkilerini yasal dayanağı olmayan ya da kamu menfaati gözetmeyen amaçlarla kullanmayacaktır. (Yetkinin kötüye kullanılmaması ilkesi)
4- Yetkili keyfi işlemden ve ayrıcalıklı muameleden kaçınacaktır. Yetkilinin davranışı asla çeşitli gerekçelerle yönlendirilmeyecektir. Yetkili kendisi ya da ailesinin maddi menfaati olan hiçbir karara katılmayacaktır. (Tarafsızlık – Bağımsızlık İlkesi)
5- Yetkili davranışlarında tutarlı olacaktır. Vatandaşların meşru ve makul beklentilerine saygılı olunacaktır. (Meşru beklentiler, Tutarlılık, Bilgilendirme)
6- Yetkili tarafsız, adil ve makul davranacaktır. (Adaletlilik İlkesi)
7- Yetkili vatandaş ile ilişkilerinde hizmetkâr, doğru, nazik ve ulaşılabilir olacaktır. Yetkisiz olduğu konularda vatandaşı ilgilisine yönlendirecektir. (Nezaket İlkesi)
8- Vatandaşın savunma hakkının dikkate alınması, temyiz haklarının ve sürelerinin bildirilmesi,
9- Şikâyet alındı bilgisinin iletilmesi, kararların makul süre içinde gerekçeli şekilde verilmesi.
10- Verilerin korunması yükümlülüğü, belgelerin kamunun erişimine sunulması, kayıtların yeterli tutulması
11- Bilgi isteme taleplerinin azami ölçüde karşılanması, vatandaşın yasa hakkında bilgilendirilmesi ve Ombudsmana şikâyette bulunma hakkı
MİLLETİMİZ LİYAKATİ HAK EDİYOR
Belirtilen başlıklar aslında kendi vatandaşına değer veren bir ülkenin gerçekleştirdiği liyakatli kamu yönetimi uygulamasından örnekler aslında.
Peki bu Liyakatli uygulamalar 15 Temmuzda ülkesi için kendini tankların, F16ların önüne atan bu büyük milletin hakkı değil mi?
Peki bizim inancımızın kaynaklarında bu tavsiyeler yapılmıyor mu? 
İşte örnekler;
- Oku, Rabbinin adıyla oku, Bana bir harf öğretenin kölesi olurum, Hiç bilenle – bilmeyen bir olur mu?
- İlim öğrenmek beşikten mezara kadar farzdır, İlmin yarısı soru sormaktır.
- İşi ehline veriniz, İşi ehline vermezseniz kıyameti bekleyiniz.
Devletimizi ve milletimizi her türlü tehlikeden uzak tutacak Liyakat uygulaması hem kalkınmış ülke uygulamalarında hem de inancımızın temel kaynaklarında açıkça gösteriliyor.
Bundan böyle kimse mazeret aramamalı. 
Cesaretle herkes 'Liyakat İstiyoruz' diyebilmeli.

Diğer Yazılar
ÇÖZÜM EKONOMİNİN DIŞINDA MI ?

Bütçe harcama kalemleri içerisinde faiz giderleri ciddi ağırlığa sahipti. Hatta toplanan vergi gelirlerinin neredeyse tamamı faize gidiyor diye yapılan eleştiriler hala hafızamızda duruyor..

YAPAY ZEKADA BÜYÜK GELİŞMELER

Yapay zeka bir bilgisayarın ya da bilgisayar ile kontrolü sağlanan bir makinenin çeşitli aktiviteleri zeki canlılara benzeyen bir biçimde yerine getirebilme yeterliliği olarak tanımlanabilir..

YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ

Dünya'da dolaşan ve riski az olup en yüksek verimi alabileceği ülke arayışında olan küresel sermayenin miktarı trilyonlarca dolarla ifade ediliyor. Daha çok gelişmiş ülke ekonomilerine yönelen bu sermayeden gelişmekte..

KOBİ DESTEKLEME REJİMİMİZ

Kobi terimi ilk olarak seksenli yıllarda ülke gündemine rahmetli Özal ile girmişti. Küçük ve orta ölçekli işletmeler o günden itibaren tüm kalkınma programlarının..