Türkiyenin ağır yükü

30.08.2016 | EKOHABER



15 Temmuz başarısız Fetullah Terör Örgütü kalkışmasının ardından Türkiye Cumhuriyetinin içeride ve dışarıda yüksek bir performansla tüm ilişkileri yeniden tanımlama çalışmaları devam ediyor. 'Düşmanları azaltma – Dostları artırma' politikası ilk meyvelerini vermeye başladı. Rusya – İran ve ABD ile yeniden masaya yatırılan ilişkiler zinciri kısa sürede Suriyede Türkiyenin 'Fırat Kalkanı' operasyonunu gerçekleştirmesini sağladı. Muhtemelen Suriye politikasında yeni dönemde yaşanacak gelişmeler hem o coğrafya da DEAŞ tehdidini ortadan kalkmasını, hem de Suriye halkının iradesini yansıtabileceği yeni demokratik düzenin sağlanması sonucunu ortaya çıkaracak. Bu arada Türkiyenin Celabrus-Halep arasında oluşturacağı koridorla o bölgenin güvenliği ve yeni tampon bölgenin oluşumu gündeme gelebilecektir. Bu da Türkiyede yerleşik 3 milyona yakın Suriyeli mültecilerin kendi topraklarına dönüş imkânı anlamına gelecek ki bu sonuç hem Türkiyenin iç sosyal dengelerini hem de AB ülkeleri üzerindeki yeni mülteci dalgası riskini ortadan kaldıracağından sonuçları son derece önemli. Bizde bu süreçte büyük badirelerle karşılaşan kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimize ülkemiz, milletimiz ve bölgedeki mağdur insanlar adına muvaffakiyetler diliyoruz. Allah yardımcıları olsun.

SORUŞTURMALAR HAİN ÖRGÜT İÇİN

Ülkemizin gündemi bir taraftan böyle sıcak bir konu ile meşgul olurken, diğer taraftan da güvenlik güçlerimiz, yargı ve birçok kamu kurumlarımız ile iş dünyasında Fetö Terör Örgütü soruşturmaları devam ediyor. Özellikle 17/25 Aralık darbe girişimi sonrası bu terör örgütü ile olan ilişkiler inceleme konusu yapılıyor. Devletimizin bu süreçleri kendi devlet geleneğine yakışır şekilde ve evrensel hukukun kabul edeceği uygulamalarla adaletli şekilde gerçekleştireceğine inancımız tam. Süreçler uzun sürebilir ancak sonuçta herkesin emin olacağı bir adil karar ortaya çıkacaktır. Unutmayalım karşı karşıya bulunduğumuz terör örgütü 150 civarında ülkede aynen Türkiyedeki gibi eğitim kurumları, STKlar, şirketler, bankalar, askeri ve sivil bürokrasi ile siyaset çevrelerinde son 40 yıldır organize şekilde gizli yapılandırmasını sürdüren bir örgüt. Ve bu örgütün sadece ABDde 100 civarında okulu ve 65.000 öğrencisi var. Şu anda sadece Türkiyede deşifre olan bu Fetö Terör Örgütü üzerinden söz konusu 150 ülkede de benzer operasyonlar gündeme gelebilir. Yani tehlike büyük ve tüm dünya için geçmiş değil. Tâki bu piyon örgütü kullanan irade bu amacından vazgeçinceye kadar.

TERÖRÜN PANZEHİRİ BİRLİĞİMİZ
Tabii ki bu süreçlerde yapılacak en önemli faaliyet bu topraklarda yaşayan her siyasi kimlikten insanımızın Türkiyenin geleceği ve gelecek nesillerin kurtuluşu adına bir ve beraber hareket edebilmeleridir. İktidar ve muhalefetin diyalog içerisinde bir çok gündem maddesini istişare etmeleri ve muhalefetin talebi doğrultusunda bazı kararlardan vazgeçilmesi demokrasinin aslında bir uzlaşma rejimi olduğunun da net fotoğrafını oluşturdu. Ülkemizi darbe girişimleri ile hizaya getiremeyen mahfillerin çeşitli fay hatlarını harekete geçirme istekleri çok net hissediliyor. İnşallah bu toplum büyük tecrübe birikimi ile buna fırsat vermeyecek. Demokrasimiz eksiklikleri olsa bile onu her zaman geliştirebileceğimiz bir ortamda olduğumuzu unutmamalıyız. Az kalsın darbeciler bu imkânı da milletin elinden alıp, sonu belirsiz bir darbe rejimine hepimiz mahkûm edilecektik. Türkü, Kürdü, Alevisi, Sünnisi tüm kimlikleri hedef almıştı darbeciler. O nedenle bizlerde hepimiz darbecileri ve onları yönlendirenleri sevindirecek davranışlar yerine bir ve beraber olma irademizi sürekli güçlü tutmamız gerekiyor.

LİYAKAT DEVRİMİNE MECBURUZ

Geçtiğimiz haftalarda bunu gerçekleştirmek için iktidar ve muhalefete neler düştüğünü detaylı şekilde okuyucularımla paylaşmıştım. Özet olarak İktidar kapsayıcı politikalarla muhalefet ise alternatif politikalar ve sorumlu siyaset anlayışı ile süreci birlikte götürmeleri gerekiyor.
Tabii ki iktidarın ödevi her zamanki gibi daha büyük ve zor adımlar içeriyor. Eğitim reformu ve Devlet Personel Rejimi gibi hassas alanlarda devletimizin atacağı kapsayıcı adımlar toplumun birlik yönünde motivasyonunu olumlu yönde etkileyeceği kesindir. Hükümetimiz ilk etapta sembolik de olsa bazı moral adımlar atabilir. Bürokrasinin oluşumu, sınav sistemleri ve kamunun hizmet kalitesinde takınılacak tutumlar aslında hepimiz için samimiyet testi anlamına geliyor. Gelin artık bazı kavramların içini boşaltmadan gerçek, cesur ve samimi adımlarla bir 'Liyakat Devrimi' yapalım. Eğitim başarıları, ahlakı, değer yargıları ve devletine sadakati ile öne çıkan gençlerimizin yolunu açalım. Onların kimliklerini, memleketlerini, siyasi düşüncelerini ve kimin yakını olduklarını sorgulamadan sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldukları için. Ve bu vatana sadakatle hizmet edecek liyakatta oldukları için. İnancımız 'işi ehline verin' demiyor mu? Önümüzdeki hafta liyakatın evrensel uygulamalarını ve liyakatın uygulandığı ülkeleri hangi seviyelere taşıdığını sizlerle paylaşacağım.
NOT: Yazıyı kaleme alırken CHP Genel Başkanı Sn. Kemal KILIÇDAROĞLUnun konvoyuna saldırı haberi geldi. Geçmiş olsun diyorum ve şehit güvenlik görevlimiz için başsağlığı diliyorum. Ne yapmamız gerektiğini yukarıdaki yazıda henüz yeni kaleme almıştım.

Diğer Yazılar
ÇÖZÜM EKONOMİNİN DIŞINDA MI ?

Bütçe harcama kalemleri içerisinde faiz giderleri ciddi ağırlığa sahipti. Hatta toplanan vergi gelirlerinin neredeyse tamamı faize gidiyor diye yapılan eleştiriler hala hafızamızda duruyor..

YAPAY ZEKADA BÜYÜK GELİŞMELER

Yapay zeka bir bilgisayarın ya da bilgisayar ile kontrolü sağlanan bir makinenin çeşitli aktiviteleri zeki canlılara benzeyen bir biçimde yerine getirebilme yeterliliği olarak tanımlanabilir..

YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ

Dünya'da dolaşan ve riski az olup en yüksek verimi alabileceği ülke arayışında olan küresel sermayenin miktarı trilyonlarca dolarla ifade ediliyor. Daha çok gelişmiş ülke ekonomilerine yönelen bu sermayeden gelişmekte..

KOBİ DESTEKLEME REJİMİMİZ

Kobi terimi ilk olarak seksenli yıllarda ülke gündemine rahmetli Özal ile girmişti. Küçük ve orta ölçekli işletmeler o günden itibaren tüm kalkınma programlarının..