YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ

Dünya'da dolaşan ve riski az olup en yüksek verimi alabileceği ülke arayışında olan küresel sermayenin miktarı trilyonlarca dolarla ifade ediliyor. Daha çok gelişmiş ülke ekonomilerine yönelen bu sermayeden gelişmekte olan ülke ekonomileri de 2002 yılında %0,7 oranında pay alırken bu oran 2017 yılında %2,9 oranına yükseldi. Türkiye'nin de içinde bulunduğu bu ülke grubunun kendi içerisinde de bu küresel sermayeden daha fazla pay alma çabası hep gündemi meşgul etmiştir. Ülkemizde 'Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu' adı altında görev yapan ve üst düzey bürokrasi ve Bakanlardan oluşan bu kurul Türkiye'nin bu alandaki uluslararası rekabet sürecini koordine etmekte ve hükümetin bu alanda atacağı adımları yönlendirmektedir..

TÜRKİYE'NİN MEVCUT GÖRÜNÜMÜ

Türkiye'nin doğrudan yabancı sermaye açısından cazip halde bulundurulması ve rakip ülkelere kıyasla avantajlı olarak değerlendirilmesi bazı evrensel endeksler üzerinden izleniyor. Bu konuda Türkiye'nin mevcut durumunu ifade etmek gerekirse, öncelikle iş yapma kolaylığı endeksinde 190 ülke içerisinde 60. sırada olduğu ve bu noktaya 2006 yılındaki 84. sıradan geldiği bir tablo söz konusu. Türkiye orta vadede bu listenin 20. sırasına çıkmayı hedefliyor. Ülkemizin Küresel Rekabet Gücü Endeksinde 138 ülke arasında 53. sırada olması ve kurum kazançları üzerindeki vergi yüküsıralamasında en düşük vergi oranına sahip 7. ülke olması önemli başlıklar olarak üzerinde duruluyor. Ayrıca Türkiye'deki küresel şirket sayısının 2002-2017 arasında sürekli yükselişte olması ayrı bir başlık olarak dikkat çekiyor.

YATIRIM ORTAMI İÇİN YENİ HAMLELER

Yatırım ortamını iyileştirme Koordinasyon Kurulu'nun yaklaşık 320 saat çalışarak, 50 toplantı yaparak hazırladığı toplamda 93 maddelik yeni bir reform paketi birkaç etapta TBMM'ye sunulmuş bulunuyor. Bu paket TOBB öncülüğünde Tüsiad, Müsiad ve Yased gibi konu ile ilgili sivil kuruluşların talepleri doğrultusunda şekillendirildi. Özellikle İcra İflas Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Vergi Kanunları, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Tebligat Kanunu, Sinai Mülkiyet Kanunu ve MASAK ile ilgili düzenlemeler üzerinde yoğunlaşıldığı görülüyor. Şirketlerin iş yapma kolaylıklarının geliştirilmesi, yargı sistemi, sinai haklar ve vergi kolaylıkları anlamında etkili düzenlemeler söz konusu. Ülkeye getirilen yabancı sermayenin kur hareketliliği nedeniyle azalmasını önleyecek 'özel bir değerleme sistemi' getirilmesi önemli. Uygulamada olumsuz sonuçları görülen 'iflas ertelemesi'kurumunun gözden geçirilmesi, ihtisas mahkemeleri elektronik tebligat ve vatandaş-devlet uyuşmazlıklarını azaltıcı tedbirler, bürokrasinin azaltılması uygulamaları söz konusu. Özellikle iş uyuşmazlıklarında modern arabuluculuk sistemi daha önce uygulamaya konulmuş idi. Türkiye'nin ileri teknoloji alanında istikrarlı bir ivme yakaladığı görülüyor. Halen mesafe alınacak çok yol olmakla birlikte doğru bir ar-ge yenilikçilik teşvik sistemi kurguladığı ve bu konuda uluslararası yatırımcılar tarafından da onay gördüğü ifade ediliyor. Sanayi de ve ihracatımız da orta-düşükteknoloji seviyesinden yüksek-orta teknoloji seviyesine doğru yükselen bir trend söz konusu. Ar-ge harcaması, ar-ge personeli sayısı, patent başvuru sayısı, ihracatın teknoloji seviyesi, katma değer zinciri içindeki yerimiz ve inovasyon yeterliliğimiz başlıklarında yeterli olmayan ancak doğru bir ilerleme söz konusu. BOZULAN ALGI DÜZELTİLMELİ Türkiye'nin 2001 yılına kadar toplamda 15 milyar $ doğrudan yabancı sermaye alırken bu rakamın son 15 yılda toplam 191,1 milyar $'a ulaşmasında etkili olan başlıklar ekonomide enflasyon sarmalının kırılması, TL'den 6 sıfır atılması ve AB normlarında işleyen ve bu standartları geliştirme hedefinde olan bir Türkiye Ekonomisi algısıdır. 2017 yılında Türkiye'ye gelen yabancı sermaye 10,8 milyar $ iken, aynı yıl çıkan sermaye ise 2,7 milyar $ olarak gerçekleşti. Türkiye'ye giren ve çıkan sermaye miktarlarının birbirlerine oranı %15 seviyesinden 2012-2017 döneminde %31,2düzeyine ilerlemiş olması ülkemizde yatırım ortamı ile ilgili ciddi gündem oluşmasını da beraberinde getirdiği görülüyor. Ülkemizin kaliteli işgücü, navlun, vergi yükü ve AB ile uyumlu mevzuatı nedeniyle büyük avantajları söz konusudur. Türkiye dışında yatırım yapmak mümkündür ancak orta-uzun vadede Türkiye'deki avantajların diğer ülkelerde bulunamayacağı bilinmelidir. Ekonomi, vergi, eğitim ve hukuk başlıklarında yapacağımız yeni reformlar ile nitelikli demokrasi alanındaki eksiklerimizi hızla tamamlamak Türkiye'nin var olan yatırım avantajlarını hızla eski seviyelerine getirecektir diye düşünüyorum.

Diğer Yazılar
ÇÖZÜM EKONOMİNİN DIŞINDA MI ?

Bütçe harcama kalemleri içerisinde faiz giderleri ciddi ağırlığa sahipti. Hatta toplanan vergi gelirlerinin neredeyse tamamı faize gidiyor diye yapılan eleştiriler hala hafızamızda duruyor..

YAPAY ZEKADA BÜYÜK GELİŞMELER

Yapay zeka bir bilgisayarın ya da bilgisayar ile kontrolü sağlanan bir makinenin çeşitli aktiviteleri zeki canlılara benzeyen bir biçimde yerine getirebilme yeterliliği olarak tanımlanabilir..

YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ

Dünya'da dolaşan ve riski az olup en yüksek verimi alabileceği ülke arayışında olan küresel sermayenin miktarı trilyonlarca dolarla ifade ediliyor. Daha çok gelişmiş ülke ekonomilerine yönelen bu sermayeden gelişmekte..

KOBİ DESTEKLEME REJİMİMİZ

Kobi terimi ilk olarak seksenli yıllarda ülke gündemine rahmetli Özal ile girmişti. Küçük ve orta ölçekli işletmeler o günden itibaren tüm kalkınma programlarının..