İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SİYASETİ

Bu yazı gezegenimizin ısınmasına dairdir. Evet dünyamız ısınıyor, hem de büyük bir hızla. Ve bu ısınmanın etkilerini ülkeler ve şehirlerimiz somut şekilde yaşamaya başladılar. Gaz emisyonlarının oluşturduğu sera etkisi ısınmayı artırıyor. En zararlı sera gazının Karbondioksit olduğu biliniyor. Gaz salınımlarını sınırlamayı amaçlayan Kyoto sözleşmesi ve henüz imzalanan Paris Taahhütnameleri özellikle gelişmiş sanayi ülkelerinin oluşturduğu riske dikkat çekiyorlar. Fosil yakıt (kömür) tüketiminin azaltılmasının önemine vurgu yapılıyor. Ve süregelen küresel ısınma haline insanlığın ve doğal çevrenin adapte olamayacağına dair bilimsel kaygılar artıyor. Ani seller, deniz seviyesi yükselmesi, kuraklık, bölgesel aşırı yağışlar iklim değişikliğinin işareti olarak değerlendiriliyor.

Bu konuda üzerinde durulan en önemli başlık “farkındalık oluşturamama” sorunu. Aşırı gaz emisyonunu atmosfere salan endüstrileşmiş ülke kamuoylarında yeterli tepki henüz oluşmuş değil. Hâlbuki gelecek nesillere devredebileceğimiz bir ekosistemin mevcudiyeti söz konusu. Sanayileşirken kendi doğal hayatını yok eden bir açmaz ile karşı karşıya olduğumuzun fark edilmesi gerekiyor. Politikacıların bu alanda meselelerin büyüklüğü ve aciliyetinin farkına varmış oldukları genellikle kabul görüyor. Ve birçok ülkenin iklim değişikliği politikalarını azimle uygulamaya başladıkları biliniyor. Birçok siyasi lider küresel ısınmanın yol açtığı tehlikelerin ve ona cevap verme gerekliliğinin artık farkındadır. Ancak bu henüz başlangıçtır. Esas önemli olan kurumları sürece dahil etmek ve buna bağlı olarak vatandaşların gündelik ilgilerini artırmaktır.

BÜYÜK ÜLKELER VE KARBON VERGİLERİ

ABDnin küresel ısınma ile mücadele stratejilerine bakıldığında dünya nüfusunun yüzde 4ünü barındıran ve her yıl küresel enerjinin yüzde 25ini tüketen bu ülkenin dünya karbon salınımlarının yüzde 20sinden fazlasını tek başına ürettiğini görüyoruz. Merkezi hükümet, Kongre ve eyaletler birlikte bir strateji oluşturabilmiş değillerdir. İklim değişikliği stratejilerinin getireceği muhtemel iş kayıpları ve maliyetler ABD Kongresinde önemli engeller olarak değerlendiriliyor. Kongre üyeleri üzerindeki çeşitli lobilerin etkisi bu konuda belirleyici olabiliyor. Karbon piyasaları ve Karbon vergileri de iklim değişikliği mücadele programlarında önemli argümanlardır. ABnin “kirleten öder” prensibinden hareketle karbon emisyonları, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu başlıklarında uygulanan ve “Yeşil vergiler” olarakta tabir edilen uygulamalar artık tüm ülke vergi idarelerinin de gündemindedir. Artık üreticilerimiz sahibi olduğumuz gezegenimizde “karbon ayak izi” oluşturdukları oranda yeşil vergilemeye tabi olacaklarını bilerek üretimlerini planlamalılar. Aksi halde gidecek başka bir gezegen olmadığını farketmeliyiz. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ UYUMU Dünya Ekonomik Forumu 2016 yılı küresel Riskler Raporunda dünyamız için potansiyel riskler önem derecesine göre sıralanmış. Buna göre; İklim değişikliğinin azaltılmasında ve iklim değişikliği uyumunda başarısızlık birinci sırada yer alıyor. Kitle imha silahları, Su krizi, Büyük çaplı istem dışı göçler ve ciddi enerji fiyatı şoku devam eden sıralamalarda yer almışlar. Ünlü sosyolog Anthony Giddens, henüz sistematik bir iklim değişikliği siyasetinin uluslararası ölçekte oluşmadığına dikkat çekiyor. Ve bugün anladığımız siyasetin iklim değişikliği sorununu çözmekte yetersiz kaldığını ifade ediyor. İnsanlığın ve gezegenimizin geleceği için kamuoyunun bu konuda da bilinçlenmesi gerekiyor.

Diğer Yazılar
ÇÖZÜM EKONOMİNİN DIŞINDA MI ?

Bütçe harcama kalemleri içerisinde faiz giderleri ciddi ağırlığa sahipti. Hatta toplanan vergi gelirlerinin neredeyse tamamı faize gidiyor diye yapılan eleştiriler hala hafızamızda duruyor..

YAPAY ZEKADA BÜYÜK GELİŞMELER

Yapay zeka bir bilgisayarın ya da bilgisayar ile kontrolü sağlanan bir makinenin çeşitli aktiviteleri zeki canlılara benzeyen bir biçimde yerine getirebilme yeterliliği olarak tanımlanabilir..

YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ

Dünya'da dolaşan ve riski az olup en yüksek verimi alabileceği ülke arayışında olan küresel sermayenin miktarı trilyonlarca dolarla ifade ediliyor. Daha çok gelişmiş ülke ekonomilerine yönelen bu sermayeden gelişmekte..

KOBİ DESTEKLEME REJİMİMİZ

Kobi terimi ilk olarak seksenli yıllarda ülke gündemine rahmetli Özal ile girmişti. Küçük ve orta ölçekli işletmeler o günden itibaren tüm kalkınma programlarının..